top of page
  • Yazarın fotoğrafıbinnazsnmz

Kadınların Öfkesi

Güncelleme tarihi: 26 Mar


Blog Kadınların Öfkesi

Öfke Kontolü
Kadınların Öfkesi
Merhaba.

Nasıl ifade edebileceğimizi bilemediğimiz duygulardan bir tanesi öfke… Daha doğrusu ifade ediş şeklimizden dolayı olumlu bir sonuca götürmüyor bizi çoğu zaman. Hatta haksız çıkmamıza sebep oluyor. Oysa başlangıçta çok haklıydık. Haklı olmamız aslında başta umrumuzda bile değildi belki de. Bir ihtiyacımız vardı muhtemelen ve onu gideremedik, gidermek isterken ket vuruldu. Bilemiyoruz. Öfke bize odağımızı kaybettiriyor, beraberinde baş edemeyeceğimiz başka duyguları da getiriyor üstelik; pişmanlık, suçluluk, kızgınlık, küskünlük, vicdan azabı, çaresizlik gibi. 

Öfke; tüh kaka edilen duygulardan biri aynı zamanda. Özellikle kadınlar için. İfade etmek bile neredeyse bir tabu… Öfkeyi görmezden gelme, onunla çalışmama, yok sayma, sürekli örtbas etme… Öfkeden kork, öfkeni reddet. Ola ki ifade edersen etiketlenebilir veya damgalanabilirsin! Öfkeli kadın! Öfkeli anne! Oysa bana ihmal edilmiş bir çocuk gibi geliyor.

Oysa ki Öfke...
- Karşılanmamış bir fiziksel, duygusal, sosyal ihtiyacın sonunda, 
- Benliğimize karşı yapılmış bir hareketin sonucunda,
- “Hayır” dediğimize “evet”, “evet” dediğimize “hayır” dendiğinde,
- İhmal ettiğimiz veya veya biriktirdiğimiz şeylerin sonunda, 
- Sorumluluklarımız boyumuzu aştığında,
- Fiziksel, sosyal ya da duygusal şiddet/saldırı gördüğümüzde,
- Haksızlığa uğradığımızda,
- Görmezden gelindiğimizde, 
- Yaptığımız iş küçümsendiğinde,
- Halının altına süpürdüğümüzde,
- 365 gün annelikten başka bir rol oynamadığımızda (ama 365 gün başka rolleri de - oynamak zorunda olduğumuzda),
- Peygamber sabrı göstermemiz beklendiğinde,
- Kaybettiklerimizin (kişilerin, olayların ve şeylerin) yasını tutamadığımızda,
- Travmalar tetiklendiğinde,
Vs. 
…ortaya çıkan yoğun duygularımızdan bir tanesi. Aynı zaman da “önemli bir işaret” diyor *Dr. Harriet Lerner, sevdiğim yazarlardan bir tanesi. Ve ekliyor;

“... Kadınların, öfkelerinin bilincine varmaları ve öfkelerini fark ermeleri hep engellenmiştir. Bizler besleyici, yatıştırıcı, uzlaşmacı kişiler ve devrilmek üzere olan gemilerin kurtarıcılarıyız. Dünyayı hoşnut etmek, korumak ve yatıştırmak bizim görevimiz. Tüm hayatımız buna bağlıymış gibi, ilişkilerimizi korumaya çalışırız.”

İşte bu noktada kadının eş, anne ya da evlat olarak kurduğu ilişkilerde öfkeyi anlama, tanıma, ifade etme, dönüştürme gibi eylemsel girişimleri bazen çıkmaza giriyor. Çünkü bir evlat öfkesini ifade etmemelidir anne ve babasına karşı; bir kadın öfkesini ifade etmemelidir eşine karşı; bir anne olunca da öfke yönetimi konusunda da profesyonel olmalıdır, çocuğuna örnek olmalıdır değil mi? Ama biz hiç tanışmadık ki öfkeyle, hiç konuşmadık. Nereden geliyorsun, nereye gidiyorsun diye sormadık  öfkemize?

Halbuki öfkemiz erkek olsaydı kendini ifade edecek bir sürü zemini, bir sürü alanı olurdu. Savaşırdı ve kahraman olurdu. Oysa kadın, kadın olarak öfkesini ifade edemezdi; yoksa dırdırcı, şirret falan olurdu. İfade edebilmesi için önce aktivist, tescilli feminist falan olmalıydı. Sırf kadın olarak yapamazdı bunu… Değil mi? Hele hele bir anneye hiç yakışır mıydı? Peki ne yapmalıydı kadın ve anne kişisi?

Toplum, anneyi (veya kadını) öfke sözcüğüyle yan yana getirmiyorken  (çünkü annelik  kadınlık her şeye sabretmeyi gerektirirken, hep vermeyi gerektirirken, annelik  çok ama çok kutsalken, cennet anaların ayaklarının altındayken, anneler yakınmamalıdırken, kabul etmelidirken, kadınlar hep “iyi kız, uslu kız” olmalıdırken, çok içlendiyse köşeye geçip sessizce ağlamalıdır, “sessizce” boyun eğmeliyken, asla dır dır etmemelidir, yükselmemelidirken, ola ki öfkelenip öfkesiyle “yeter artık!” dediğinde üstüne bir de suçluluk duymalıdırken, gerekirse benliğinden vaz geçmelidirken, öfkeliyken bakışlar bile onu yargılarken, cinsiyetinden doğan tüm rolleri eksiksiz ve kusursuz bir şekilde yerine getirilmesi beklenirken) ne yapmalı kadın ve anne kişisi? Nasıl yapmalı? 

Diyor ki Lerner “hepimizin her şeyi hissetmeye hakkı vardır ve öfke de buna istisna değildir.”

Yine de yine yine de… Cinsiyetimizden bağımsız olarak söylemek zorundayım ki öfkeyi tanıma, ifade etme, dönüştürme sorumluluğu bizde. Bunu bizim yerimize kimse yapamaz, yapmamalı da bence zaten. 
Çünkü dünyanın “şu öfkeli kadınlara” ihtiyacı var. Ne yapacağız ne edeceğiz toplumsal değişim, ilerleme ve dönüşüm için öfkemizi itici güç olarak kullanmayı öğreneceğiz. Biz öğrenemezsek, çocuklarımız da öğrenemeyecek. 

Öfkemize yaptığımız her yatırım bize yol, su, elektrik olarak geri dönecek, bunu biliyorum ve yaşıyorum. Zor  ama, imkansız değil, sadece biraz zaman alacak. Harekete geçmek; kendine saygı duymamaktan, vicdan azabı yaşamaktan, suçluluk duymaktan, kendini değersiz ve çaresiz hissetmekten, öfkeyi ifade etmemek adına kendine ve ihtiyaçlarına ihanet etmekten iyidir.

Ne öneriliyor? Nasıl yapacağız?
- Öncelikle yardım istemek. Kadınlar olarak olarak çok güçlüyüz; ama alan ve  zaman açmak için yardıma ihtiyacımız var.
- Öfkeli iken aksiyona geçmemek. Diyor ki Lerner; “Öfkeyi açığa vurmak sorunu çözmeyecektir. Öfkeyi açığa vurmak ilişkilerimizdeki eski modellerin korunmasına hatta bunların daha da güçlenmesine ve dolayısıyla, değişimin gerçekleşmemesine yol açabilir.”
- Dönüştürmeden önce görmek. Sebebini anlamak. Bizi tetikleyen esas şeyin farkına varmak. Kendine doğru yolculuk yapmak…
- Sakin bir alan açmak. Yalnız kalmak, antidepresan, terapi vs. elimizden ne geliyorsa… “Birikmiş öfkeyi dışa vurmanın terapik bir değeri yoktur.” diyor Lerner.
- Farklı iletişim becerileri edinmek. Mesela Şiddetsiz iletişim dilini öğrenmek.
- Davranış modellerini değiştirmek. Yani stratejimizi değiştirmek. “Öfkemizle yaptığımız şey istenen sonucu sağlamıyorsa, en mantıklısı başka bir şey denemektir.” diyor Lerner.
- Öfkeyi dönüştürecek güç, cesaret ve beceriye sahip olmak.
- Okumak. Tarih boyunca kadınların öfkesinin nasıl yok sayıldığı, bastırıldığı, neden böyle olduğu ile ilgili okumalar yapmak.

Ve tüm bunları yapmak için muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur sevgili kadın!

(*Dr. Harriet Lerner - Öfke Dansı adlı kitabı)




Son Yazılar

Hepsini Gör
00:00 / 00:30
00:00 / 01:04
bottom of page