top of page

Şiddetsiz İletişim ve Ahimsa

  • Yazarın fotoğrafı: binnazsnmz
    binnazsnmz
  • 25 Ara 2023
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 4 Oca 2024


Yoga öğretisindeki ahimsa kavramı ile Şiddetsiz İletişim arasındaki bağlantı
Şiddetsiz İletişim ve Ahimsa


Merhaba.
Şiddetsiz İletişim notlarımı paylaşırken yogadaki etik prensiplerden olan ahimsa ile Şiddetsiz İletişim arasında köprü kuracağım demiştim. 

Öncelik ahimsa nereden geliyor, ne anlamı var, yoganın neresinde ve neden var olduğunu anlamaya çalışalım.

Patanjali (Büyük bilge, yoganın Babası) bugün anladığımız anlamdaki yoga sistemini kayda geçiren kişidir. Patanjali’ye göre yoganın sekiz basamağı vardır. Patanjali’nin bu sekiz basamağı bizi, anlamlı bir hayat yaşamaya götüren bir rehber gibidir. Basamakların her biri belli bir disiplin ve azimle çalışırsa kişi, sağlıklı, huzurlu ve uyumlu bir yaşama sahip olabilir. Bu basamaklar şöyledir: 

Yama (Olumsuzluklardan Arınma)
Niyama (Olumluları Güçlendirme)
Asana (Duruş, Bedensel Uygulamalar)
Pranayama (Prana Kontrolü)
Pratyahara (Duyular Üzerinde Hakimiyet)
Dharana (Konsantrasyon)
Dhyana (Meditasyon)
Samadhi (Vecd, Birlik, Trans, Evrenle Bütünleşme)

Sekiz basamağın ilki yamalardır. Yamalar, kişinin yaşamında pratik edeceği etik prensiplerdir. Ve ilk yama da “ahimsa”dır. Yani şiddetsizlik…

Yoga, şiddetsizlikle başlar.

Ahimsa
Şiddetsizlik, zarar vermeme, öldürmeme anlamına geliyor. Ahimsa, davranışlarımızdaki ve niyetimizdeki şiddeti görmemiz için bize fırsat sunar. Ahimsa ile içimdeki öfkenin nasıl şiddete dönüştüğünü, şiddeti ifade etme aracı olarak, birilerine ve bir şeylere nasıl zarar verdiğini görebiliriz. Kişi, eğer hepimizin “bir”den ve sevgiden yaratıldığını idrak ederse, Yaradan’a, kendisine ve tüm varlıklara olan saygısını güçlendirirse şiddet gösterme meylinde olmayacaktır. Ahimsa çalışan biri, kendisine şiddet gösterildiğinde buna şiddetle karşılık vermez. Şiddeti uygulayan, zarar veren kişi için ve kendisinin en iyi haline ulaşması için dua eder. 

Burada ahimsaya farklı bir açılım getirebiliriz. Şiddet göstermek, zarar vermek ya da öldürmek gibi yalnızca fiziksel eylemler olmayabilir. Çevremizle ve kendimizle olan ilişkimizde sözel, duygusal ya da psikolojik olarak şiddet uyguluyor olabiliriz. Genellemeler yaptığımızda, tetikleyici sıfatları kullandığımızda, kişilerin kişilikleriyle ilgili değerlendirme yaptığımızda, kıyaslamama yaptığımızda, haklı - haksız döngüsüne girdiğimizde de karşımızdakine şiddet uyguluyor sayılırız, negatif niyetler içeren bir bakışımızla da, soğuk bir enerjiyle de… Ya da çok yiyip bedenimizi rahatsız ettiğimizde, gereksiz konuşup sessizliği bozduğumuzda da… 

Tepkilerimizin kaynağında sevgi olmadığı sürece birilerine ve bir şeylere zarar veriyoruz, ahimsaya uymuyoruz demektir.

Ahimsa; kendimizi ifade etmeye, başkalarını can kulağı ile dinlemeye ve anlama biçimimize gönüldenlik, sadelik ve akış getiren bir yoldur. Bizi şiddet-öfke, doğru-yanlış, haklı-haksız döngüsünden çıkarıp, hem kendimizle hem de başkalarıyla iletişimimize barış yolunu açan bir prensiptir. 

Ahimsa çalışırken farkındalığımızı arttırabilecek bir sürü soru sorabiliriz kendimize. Ben neye, nasıl ve neden öyle tepkiler veriyorum? İhtiyaçlarım neler? İhtiyaçlarımın sorumluluğunu aldım mı? Tepki oluşmadan önce zihnimde, bedenimde, ruhumda neler oluyor? Şiddetli bir tepki verirken egom neyi talep etti, yine neye ihtiyaç duydu da tatmin olmadı? Mat üzerindeyken bedenime nasıl bir şiddet uyguluyorum, onu neye zorluyorum? Neden ve nasıl yargılıyorum? Neden ve nasıl haklı çıkmaya çalışıyorum? Neden ve nasıl ötekileştiriyorum? Tüm bunları neden yapıyorum?

Bu ve bunun gibi sorulara yanıt ararken, kendimize doğru yolculuk yapacağız. Kendine doğru yapacağın yolculukta karanlık yönlerinle yüzleşirsen bil ki yalnız değilsin. 

“Güneş gibi ol, şefkatte ve merhamette…
Ölü gibi ol, öfkede ve asabiyette…”  (Mevlana Celaleddin Rumi)



 
 
 

Comments


00:00 / 00:30
00:00 / 01:04
  • Spotify
  • Instagram
  • Linkedin
bottom of page